Hukuki Mücadele Derneği E-Bülten Sayı:2

HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ 5 www. hmd . o r g . t r ihlal edecek bir biçimde; kişisel verilerin elde edilmesi, işlenmesi, saklanması, aktarılması ve yayınlanması durumunda veri sahibinin bu hukuka aykırılığın sona erdirilmesini talep edebi- leceği aşikârdır. Bununla birlikte; hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş ve yayınlanmış olsa dahi kişisel bilgilerin veri sahibi açısından sonradan rahatsız edici hale gelmesi de mümkün- dür. Burada ehemmiyet arz eden husus; kişinin mahremiyetinin korunması ve yaşadığı top- lum içerisinde rahatsız olacağı bir verinin izinsiz paylaşılmamasıdır. Bu konuda Avrupa’da da çeşitli düzenlemelerin yapıldığı ve iç hukukumuzda yer alan maddelere esas teşkil ettiğini de not düşmek gerekmektedir. Avrupa Birliği tarafından, kişisel verilerin muhafazası kapsamında yapılan hukuki çalışmalar neticesinde, 20.02.1995 tarihinde kabul edilen “ 95/46/EC Sayılı Avrupa Birliği Veri Koruma Di- rektifi” , resmen 24 Ekim 1995 tarihinde onaylanmış ve üç yıl sonra yürürlüğe girmiştir. Kişisel verilerin muhafazası, 25 Ekim 1998 tarihinden itibaren tüm Avrupa’da hassasiyet gösterilen “özel hayat” kapsamında bir temel hak haline gelmiştir. Bahse konu Direktifte, kişisel veri- lerin korunması hususu; “herkesin mahremiyet hakkına sahip olması gerektiği” noktasında değerlendirilmiştir. Kişisel mahremiyet hakkının doğal bir uzantısı olarak “unutulma hakkı” ise; ilk kez Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 13.05.2014 tarihli kararında vurgulanmıştır. Avrupa Birliği Adalet Di- vanı’nın kararına temel oluşturan dava, Mario Costeja isimli İspanya vatandaşı bir avukatın, Google isimli arama motorunda kendi ismiyle arama yaptığında, borç durumu ve mülkünü zorla satmak zorunda kalması hakkında 1998 tarihli kanuni belgelere yer veren bir İspanyol gazetesine dair link paylaşılmasına ilişkin olarak 2009 yılında yaptığı şikayete dayanmak- tadır. İlgili İspanyol mahkemesi, 2010 yılında Google isimli arama motorunun ilgili linkleri kaldırmasını istediyse de gazeteye yönelik herhangi bir karar almamıştı. Bunun üzerine, Go- ogle arama motorunu temsil etmekle yetkili avukatlar aracılığıyla temyize başvurulmuş olup, İspanya Yüksek Ulusal Mahkemesi tarafından, görüş bildirilmesi maksadıyla ihtilaf konusu husus Avrupa Birliği Adalet Divanı’na taşınmış bulunmaktadır. Avrupa Birliği Adalet Divanı ise 13.05.2014 tarihinde aldığı kararla, “internet ortamındaki ilgisiz ve geçersiz kişisel verilere yönelik linklerin bireylerin talebi halinde kaldırılmasına” hükmederek, kişisel verilen korunma- sına ilişkin temel sınırları belirlemiş bulunmaktadır.  Günümüzde, özellikle yoğun bilgi dolaşımının olduğu internet üzerinden, özel hayata yapı- lan müdahaleleri engellemek maksadıyla başvurulan unutulma hakkı; sanal ortamda hukuka uygun bir şekilde yayınlanan kişisel bilgilerin, ilgili veride adı geçen kişi üzerinde sonradan yarattığı rahatsızlık nedeniyle ve veride adı geçen kişinin talebi üzerine geri alınamayacak şekilde kaldırılması olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifadeyle unutulma hakkı; kişilerin kendileri ile ilgili yayınlara müdahale edebilmesine ilişkin tasarruf yetkisini ihtiva etmektedir. Anayasa’da, Türk Medeni Kanunu’nda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda ve Adli Si- cil Kanunu’nda tanzim olunan unutulma hakkı, Türk hukukunda uzun yıllardan beri uygulan- makta olan bir müessesedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.06.2015 tarih ve 2014/4-56 E., 2015/1679 K . sayılı kararına da belirtildiği üzere; “Bilgi toplumunda giderek oldukça önemli bir konu haline gelen kişisel verilerin korunması hakkı, bireyin, demokratik bir hukuk devletinde özgür iradesiyle kendi yaşamını bizzat düzenleyebilmesinin bir gereği olarak

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1