HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ HAKKINDAKİ SUÇ DUYURUSU HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI

 

​Hukuki Mücadele Derneği 25.05.2016 tarihinde tüzüğünün 2.maddesi uyarınca; “Türk hukukunun gelişmesine, Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin kurum ve kurallarıyla yerleşmesine, hukukçular arasında birlik ve mesleki dayanışmanın sağlanmasına katkıda bulunmak, toplumsal ya da bireysel şiddet, terör, soykırım, işkence vs benzeri suçların bertaraf edilmesi, suç mağdurlarının korunması ve suçluların cezalandırılması maksadıyla hukukun izin verdiği ve mevzuatın çizdiği sınırlar dahilinde ulusal ve uluslararası mecrada mücadele etmek” maksadıyla kurularak faaliyete geçmiş bir sivil toplum örgütüdür.

​Derneğimiz üyeleri tarafından sosyal medyada rastlanılan ve dilekçemiz ekinde bir örneğini sunduğumuz, Hacettepe Üniversitesinin Hukuk Müşavirliği adına Prof. Dr. A. Haluk ÖZEN tarafından imzalanan 97147151/SM.ÖS -1203 -6215 sayılı 22.11.2016 tarihli soruşturma dosyası ile 5237 sayılı TCK anlamında suç olmamakla birlikte ifade özgürlüğü ve Anayasa’nın 26.maddesi uyarınca düşünceyi yayma ve açıklama hürriyetine ve yine Anayasa’nın 34.maddesindeki toplantı ve gösteri yüryüşü düzenleme hakkı kapsamında terör örgütüne karşı atılan ekteki yazıda belirtilen sloganlar sebebiyle “kişilerin şeref ve haysiyetini zedeleyen sözlü veya yazılı eylemlerde bulunmak” gerekçesiyle bazı öğrencilere disiplin cezası verildiği anlaşılmıştır. Söz konusu disiplin cezasının verilmesine dayanak teşkil eden gerekçe açıkça hukuka aykırı olmakla birlikte suç unsurları barındırmaktadır.

PKK, gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkili makamları gerekse Türk Milleti adına yargılama yapan Mahkemelerce ve uluslararası kuruluşlar tarafından terör örgütü kapsamında değerlendirilen; ülkemizin milli birlik ve bütünlüğüne karşı silahlı eylemlerde bulunan ve bir çok masumun ölümüne sebebiyet vermiş bir “Terör Örgütü” olduğu tartışmasızdır. Ege Üniversitesinde 2015 yılında yaşanan benzer olaylar neticesinde PKK’lılar tarafından katledilen Fırat Çakıroğlu’nun akıbetinin Hacettepeli öğrencilerin yaşamaması için gerekli tedbirleri almak bir yana PKK sempatizanlarına karşı demokratik haklarını kullanmalarını engelleyen ve öğrencilerin baskı altına alınması sonucunu doğuran disiplin uygulamalarıyla ortaya konulan fiillerin suç oluşturanlarının tecziyesi maksadıyla Savcılığa suç duyrusunda bulunuyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.14.12.2016
HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ

AV.ALPEREN KILIÇ BÜRO AÇILIŞ KOKTEYLİ

Derneğimiz tarafından mesleğe yeni başlayan Avukat üyelerimize destek olabilmek maksadıyla Büro açılışları münasebetiyle açılış kokteyli düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. 10 Aralık Cumartesi günü saat 14:00-17:00 saatleri arasında Av.Alperen Kılıç’ın büro açılışı sebebiyle bürosunda düzenleyeceğimiz kokteylde tüm meslektaşlarımızı ve siz değerli üyelerimizi aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

BAŞSAĞLIĞI MESAJI

29.11.2016 tarihinde Adana’nın Aladağ İlçesinde bulunan kız öğrenci yurdunda meydana gelen yangında ilk belirlemelere göre 11 kız öğrencimiz ve bir vatandaşımız elim bir şekilde can vermiş 22 kız öğrencimiz ise yaralanmıştır. Yürek burkan yangın faciası sebebiyle vefat eden kızlarımıza ve vatandaşlarımıza başsağlığı, ailelerine ve Türk Milletine sabır ve yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Elim kazanın meydana gelmesinde, facianın önlenmesinde ya da büyümesinde gerekli özeni veya üstlendikleri görevi yapmayan ya da layıkıyla yerine getirmeyenlerin tespiti ile yargı önüne çıkartılması için gerekli soruşturmanın derhal yapılmasını bekliyor, çocuklarımızın hakkettikleri şekilde eğitim almaları ve barınmaları için devlet kurumlarının bir an önce üzerlerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmesini istiyor, bir daha böyle elim faciaların yaşanmamasını diliyoruz.

HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE VE ULUSLARARASI DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE VE ULUSLARARASI DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

25 Kasım, Dominik Cumhuriyeti’nde,Salcedo’da Ojo de Agua adlı köyde doğmuş Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Clandestina Hareketi’nin öncülerinden olan Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşlerin sistem tarafından katledildiği tarihtir. Mirabel kız kardeşlerin, diktatörlüğün askerleri tarafından, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildikleri, utanç gününün ve insanlık ayıbının yıl dönümüdür.

Bu yıl dönümü önce 1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım , “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edilir. Daha sonra 1985 yılında, BM tarafından “25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele” günü ilan edilmiştir.

Kadınlar dün olduğu gibi bugün de dünyanın her yerinde ulusal, sınıfsal, cinsel sömürüye uğruyor, ulusal, sınıfsal saldırılara maruz kalmaktadır.

Kadına yönelik şiddetin bildik hüzünlü öyküleri, geleneksel ön kabuller, toplumun ve devletin duyarsızlığı ile büyüyor. Şiddet yalnızca bedenlere zarar vermiyor, kadınların öz saygısını, ihlale direnme ve hak arama arzusunu zayıflatmakta veya yok etmektedir.

Dünyada kadına yönelik şiddet, özellikle ekonomik, siyasal ve etnik sorunlarla iç içe geçerek artmaktadır. Nijerya’da, Emine Laval’ın evlilik dışı çocuk sahibi olduğu gerekçesiyle şeriat mahkemesi, Mardin’de Şemsiye Allak’ın ailesi tarafından taşlanarak öldürülmesine karar verilmesi bunun en somut ve güncel örnekleridir.

-Bugün dünya üzerinde yaşayan kadınların yarısı eşlerinden şiddet görmekte,

-Çin’de, yılda 1 milyon kız çocuğu doğar doğmaz öldürülüyor. Dünyada bu yolla kaybedilen kadın sayısı 40-50 milyonu bulmakta,

-Uluslararası Göç Örgütü, her yıl 2 milyon kadının sınır ötesi kadın ticaretinde kullanıldığından bahsetmektedir.

-ABD’de, her 6 dakikada bir kadına tecavüz edilmekte,

-İngiltere’de, her 7 kadından biri birlikte olduğu erkek tarafından tecavüze uğramaktadır.

-Fransa’da, her ay 6 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybetmektedir.

Bunlarla birlikte, paylaşım savaşları, işgaller, ağır ekonomik bunalımlar ve yoksulluk kadınları şiddet cenderesine daha fazla itmektedir.

Türk örfünden ve kültüründen gün geçtikçe uzaklaşarak arabesk bir kültürün etkisine giren ve din istismarcılarının çoğaldığı günümüz Türkiye’sinde de maalesef kadınların büyük çoğunluğu şiddet görmektedir.

Türkiye’de son 5 yılda öldürülen kadınlardan;
608’inin faili kocası veya eski kocası, 161’inin faili erkek arkadaşı veya eski erkek arkadaşı, 213’ünün faili ailedeki erkekler (babası, oğlu, erkek kardeşi, damadı, kayınpederi) veya akrabası olduğu tespit edilmiştir.

Kadına karşı şiddetlerin ve cinayetlerin önüne geçebilmek için uygun yasalar hazırlanılmasından önce, ailede ve toplumda bu yetiştirilme sorunları aşılmalı, temel eğitimde, hatta ana sınıfında bu yönde eğitim metotlarıyla dersler verilmeli, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmalıdır.

Bu şartlar gerçekleşmeden yasaların bir anlamı kalmamakta, her gün çığ gibi büyüyen kadına yönelik şiddet, öldürme fiillerinin önüne geçilememektedir. Risk gruplarına, şiddetle sık karşılaşan meslek grupları ile kamuya yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına hız verilmelidir.
Ayrıca cinsel taciz ve istismar davalarında mağdurların defalarca mağdur edilmesine, şiddet uygulayanların ise yeni suçlar işlemek üzere tahliyelerine yol açan uygulamaların terk edilmesi sağlanmalıdır.

Tecavüze uğrayan kız çocuklarının ruhsal bütünlüğünün zedelenip zedelenmediğini soruşturan, kadın katillerine “haksız tahrik” adı altında ceza indirimi sağlayan erkek egemen adaleti değil, gerçek adalet hakim kılınmalıdır. Güncel konulardan biri olan çocukların cinsel istismarındayız kanunlaştırma çalışmalarından da görüldüğü üzere toplumun her kesiminde bulunan hassasiyetler maalesef yasa koyucuların tarafından yeterince dikkate alınmamakta, kadını ve çocuğu odağa alan yasama politikası halen yasa koyucu tarafından içselleştirilememiştir.

Ülkemizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” sözlerini kendisine ilke edinmiş Hukuki Mücadele Derneği üyesi Milliyetçi Avukatlar olarak insan hakları mücadelesinde çerçevesinde kadına yönelik her türlü ayrımcılığı; emeğine, bedenine ve kimliğine yönelik şiddeti reddediyor, demokrasiye ve eşit yurttaşlığa gönülden bağlı herkesi ve görevli tüm kurumları bir kez daha kadına karşı şiddete karşı mücadeleye çağırıyor; çağ dışı, Türk örfünde bulunmayan, arabesk kültür anlayışı ile şiddeti ve kadına karşı ayrımcılığı kendisinde hak görenlerin layık oldukları şekilde cezalandırılmaları için gerekli çabayı göstereceğimizi kamuoyuna ve Türk Milletine saygı ile duyuruyoruz.

HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ

TAZİYE VE KINAMA

24.11.2016 tarihinde Adana’da meydana gelen terör saldırısı neticesinde 2 vatandaşımız şehit olmuş, 16 vatandaşımız yaralanmıştır.Yapılan menfur terör saldırısını kınıyor, yetkililerden saldırının fail ya da faillerini yakalayarak bir an önce layık oldukları şekilde tecziyeleri için adalet önüne çıkartmalarını bekliyoruz. Hukuki Mücadele Derneği olarak bu menfur saldırının gerçekleşmesine sebep olanların cezalandırılması için olayın takipçisi olacağız.Tüm şehitlerimize rahmet, Türk Milletine ve ailelerine sabır, yaralılarımıza ise acil şifalar diliyoruz.

HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ

VERGİ HUKUKU EĞİTİM PROGRAMI YAPILDI

ANITKABİR’E KURULAN ÇOCUK PARKI HAKKINDA AÇIKLAMA

ANITKABİR’E KURULAN ÇOCUK PARKI HAKKINDA AÇIKLAMA

Ülkemizin kurucusu Yüce Atatürk’ün ebedi ikametgahı aynı zamanda tarihi SİT alanı olarak koruma altında olan, bir çivi çakmanın dahi ciddi bir prosedür gerektirdiği ANITKABİR’e plastikten bir çocuk oyun parkı kurulması ATATÜRK’ün manevi hatırasına yapılmış büyük bir saygısızlıktır.

Aynı zamanda bir kabir olan ATA’nın ebedi mekanı ANITKABİR kampüsünü ziyaret etmenin dini, geleneksel ve bir takım ahlaki vecibeleri olduğu unutulmamalıdır. ANITKABİR ziyaretlerinin maksadının hem kabir hem de bir kültürel bir ziyaret olmaktan çıkartan ve çocukların dikkatini ANITKABİR yerine çocuk alanına yönlendiren ve bulunduğu mekanın manevi ortamına ve saygınlığına zarar verecek olan bu zihniyetin ürünü çocuk parkının bir an önce kaldırılması için ilgili makamlara yazılı başvuru yapılacak ve bu ucubenin kaldırılması için gerekli hukuki yollara başvurulacağını kamuoyuna ve Yüce Türk Milletine saygı ile duyuruyoruz.

HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ

 

http://www.ankahaber.com.tr/turkiye/anitkabire-kurulan-cocuk-parki-kaldirilsin-diye-dilekce-verildi-h26893.html

http://m.habersitesi.com/anitkabire-kurulan-cocuk-parki-icin-dilekce-verildi-20925h.htm

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE BAĞLANTISI TESPİT EDİLEN ÖĞRETMENLER HAKKINDA AÇIKLAMA

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE BAĞLANTISI TESPİT EDİLEN ÖĞRETMENLER HAKKINDA AÇIKLAMA

Başbakan Binali Yıldırım’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada; “Terör örgütüyle bir şekilde ilişkiye girmiş öğretmenleri de değiştiriyoruz. Buna karar aldık. 14 bin civarında öğretmeni, maalesef başka yerlere alma mecburiyeti var. Bunlar eğitim yerine terör örgütünün amaçlarına hizmet eder hale gelmişler.”ifadelerine yer vermiştir. PKK terör örgütü ile ilişkili öğretmenler bulunduğu ve bunların sayısının 14 bin gibi vahim rakamlara ulaştığı ve bahsedilen bu kişilerin yerlerinin değiştirilerek terör örgütünün amaçlarına hizmet etmesinin engelleneceği beyan edilmiştir. 

Türkiye Cumhuriyeti, Anayasasının 2.maddesi uyarınca bir hukuk devletidir. Terör örgütü olduğu, bir çok yargı kararı ile ülkemiz ve uluslararası kuruluşlar tarafından kabul edilen PKK ile ilişkisi olan kişilerin sadece yerlerinin değiştirilerek memuriyete devamlarının sağlanması ve hatta ülkemizin geleceği çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitiminde görevlendirilmesi açıkça 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının hukuk devleti niteliğini düzenleyen 2.maddesi ile eğitim ve öğretim hakkını düzenleyen 42.maddesine aykırılık teşkil etmektedir.

“Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre; ” Eğitim ve öğretim alma hakkı” Anayasa ile korunan vatandaşlarımızın PKK terör örgütü ile ilişkisi saptanan öğretmenler vasıtasıyla eğitim ve öğretime tabi tutulması ya da çocuklarına eğitim ve öğretim verilmesi açıkça hukuka aykırılık teşkil edeceğinden, söz konusu öğretmenlerin memuriyetten uzaklaştırılması, hatta bağlantısı ve eylemi sabit olanlar hakkında gerekli adli tahkikatin yapılması hukuk devletinin gereğidir.

Bu nedenle kamu gücünü elinde bulunduran yetkililerden ve söz konusu açıklama ışığında yetkili yargı mercilerinden PKK terör örgütü ile ilişkisi bulunan kişilerin öğretmenlik ve kamu görevi ile ilişiklerinin kesilmesi ve gerekli adli soruşturmanın başlatılması için ivedilikle gereğinin yapılmasını bekliyor; aynı hassasiyetin yüksek öğretim kurumlarında da sergilenerek üniversitelerin terör örgütlerinden bir an önce temizlenmesini talep ediyor, konunun takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna ve Türk Milletine saygı ile duyuruyoruz.

HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ

http://www.ankahaber.com.tr/turkiye/hukuki-mucadele-dernegi-pkk-ile-iliskili-ogretmenlerin-memuriyete-devam-etmesi-anayasaya-aykiri-h26456.html

http://m.habersitesi.com/hukuki-mucadele-dernegi-pkk-ile-iliskili-ogretmenlerin-memuriyete-devam-etmesi-anayas-19456h.htm

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

Milletin rızkından kesip alarak kendisine verdiği silahları, tankları, uçakları ve canları kendilerine emanet edilen Mehmetçiklerin canını hiçe sayarak, emanete hıyanet eden bir grup kendini bilmez, hukuk tanımaz, millet ve insan sevgisinden nasibini almamış caniler, Türk Milletinin evlatlarını karşı karşıya getirerek 15 Temmuz 2016 tarihinde devlet otoritesine ve Türk milletine karşı isyana kalkışmışlardır.

Söz konusu kalkışma esnasında Gazi Meclis’imiz tarihinde olmadığı şekilde saldırıya uğramış ve bombalanmış, silahsız sivil halk üzerine ateş açılmış, tanklarla önüne çıkan masumlar ezilmeye çalışılmıştır. Ancak iç ve dış düşmanlar ve hainlere karşı ülke savunması için yemin etmiş, gönül vermiş asil Türk Ordusunun subayları, Mehmetçiklerimiz ve kahraman polisimiz sayesinde terör saldırısı niteliğindeki bu isyan ve darbe girişimi Türk Milletinin de basiretli tavrıyla engellenmiştir. Hiç kimse ya da güç odağı Türk Milleti ile şerefli Ordusu arasındaki gönül bağını bu tür oyunlarla koparamayacak, devletimizin varlığını, bütünlüğünü bozamayacak ve devletimizin yapısını bu gibi kalkışmalarla değiştiremeyecektir. Asil Türk Milleti ve Ordusu buna izin vermemiştir ve asla izin vermeyecektir.

Şimdi Türk yargısından ve yetkililerden beklentimiz, bu iğrenç darbe girişimi ve kalkışma senaryosunu yazan ve uygulayanların bir an önce adalet karşısına çıkartılarak gereken cezanın verilmesidir.

Kahramanca vatanını savunurken vefat eden şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifa, şehitlerimizin yakınlarına ve Türk Milletine baş sağlığı diler, Hukuki Mücadele Derneği olarak her türlü darbe ve terör eylemine karşı olduğumuzu yüce Atatürk’ün Gazi Meclis’te söylediği “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir” sözüyle haykırıyor, hukuk dışı her türlü fiilin karşısında olduğumuz gibi bu aşağılık kalkışmanın neresinde olursa olsun müsebbibi olanların hakettiği şekilde cezalandırılmalarının takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna ve Türk Milletine saygı ile duyururuz.

Hukuki Mücadele Derneği

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN 13.07.2016 TARİHLİ RESMİ GAZETE’DE YAYINLANAN 5237 SAYILI TCK 103/1.MADDESİNİN (KÜÇÜKLERİN CİNSEL İSTİSMARI) İPTALİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA