Son günlerde, avukatların barolara kayıt zorunluluğu ile avukatların üst meslek örgütü olan Türkiye Barolar Birliği’nin ünvanından “Türkiye” ibaresinin kaldırılacağına ilişkin tartışmalar, kamuoyunu meşgul etmektedir.
Avukatların meslek örgütünün isminden “Türkiye” ibaresinin çıkartılması veya avukatların baroya kayıt zorunluluğunun kaldırılması; geçmiş yıllarda yaşanan ve bazı baroların hukuksuz olarak sözde bölgesel barolar birlikleri kurma çabalarını cesaretlendirecek, bölücü akımların güçlenmesine sebebiyet verecektir. Baroya kayıt zorunluluğunun kaldırılması veya belirli sayıda avukatın bir araya gelerek baro benzeri yapılar kurmasının önünün açılması; etnik, siyasi, bölgesel hatta mezhepsel oluşumların ortaya çıkmasına ve yargının kurucu unsurlarından birisi olan savunma mesleğinin bağlı olduğu kurumların siyasallaşmasına veya marjinalleşmesine yol açacaktır.
Avukatların baroya kayıt zorunluluğunun kaldırılması ya da küçük ve etkisiz birden fazla baronun kurulması, avukatların büyük emekler vererek kazandığı sosyal haklar ile özlük haklarına telafisi imkansız zararlar verecektir. Gündemde tartışılan baro yapısı ile mesleğin ifası esnasında uyulması gereken meslek kuralları ve etik değerlerde farklılıklar oluşması kaçınılmaz olup; disiplinden ve melsektaş dayanışmasından uzak bir çalışma ortamının ortaya çıkacağı açıktır. Staj, disiplin, sosyal haklar ile özlük hakları gibi bir çok konuda baroya kayıt zorunluluğunun ortadan kaldırılması ile Avukatlık mesleğinin kayba uğrayacağı ve günden güne eriyen mesleğe olan itibarın da azalacağı dikkate alınmalıdır.
Mevcut kanuna göre baroların ve TBB’nin seçim usulü demokratik ve çoğulcu değildir. Bu nedenle her düşünceden mesleğe ve meslektaşlarımıza hizmet etmek isteyenlerin temsilinin sağlanması için mevcut seçim sistemi adaletsiz ve antidemokratiktir. Avukatların düşüncelerine ya da hayata bakışlarına göre nispi temsil sistemi uyarınca barolar ve TBB nezdinde temsil edilmemesi, tüm bu tarışmaları tetikleyen en önemli sorundur. Nispi temsil diğer meslek örgütlerinin bir kısmında başarı ile uygunlanmaktadır. Nispi temsil bir an önce barolara ve TBB’ye getirilmelidir. Tüm bu tartışmaların temelindeki temsil sorununun baroların ve TBB’nin demokratik baskı gücünü azalttığı ve günlük olaylara bakış açısını daralttığı tartışmasızdır.
Mevcut 1136 sayılı Avukatlık Kanununda tartışılması gereken avukatlık sınavı, staj, hukuk eğitimin kalitesinin arttırılması, reklam yasağı gibi mesleğin kalitesini arttıracak hususları tartışmak dururken, sadece baroya kayıt zorunluluğunun tartışılması, bu tartışma esnasında barolarda temsile ilişkin sıkıntıların dile dahi getirilmemesini doğru bulmuyoruz.
Türkiye Barolar Birliği yukarıda belirttiğimiz eksiklikler ve yetersizliklerine rağmen düşünceleri ve hayata bakışları farklı olan tüm avukatları üyesi olarak barındırmaktadır. TBB tüm meslektaşlarımızın görüşüne saygı duymalı, çalışma grupları ile tüm meslektaşlara da Türk Milletine hizmet etme olanağı sağlanması için gerekli koşulları oluşturmalıdır. Özellikle temsildeki adalet konusundaki eksiklikleri giderdikten sonra, Türkiye Barolar Birliği ve baroların, Ülkemizdeki en demokratik ve saydam meslek örgütleri olacağına inanıyoruz.
Meslek kuruluşlarında; Türklüğe, Türk Milletinin ve Türk Ordusunun manevi kimliğine, vakar ve haysiyetine yakışmayan söylem ve tutum içerisinde bulunan her kim olursa olsun, hukuk ve demokrasi sınırları dahilinde gereken her türlü yaptırımın uygulanması için sonuna kadar gidilmeli ve hakeden kişiler cezalandırılmalıdır. Ancak TBB ile baroların tamamının, terör destekçileri ve gruplarıyla aynı kefeye konularak adeta cezalandırılmasını da, doğru ve hakkaniyetli bulmuyoruz.
Meslek kuruluşlarının yöneticilerinin milli çıkar ve manfaatlerimize aykırı ya da bölücü faaliyetlerde bulunması veya meslek kuruluşları için değil şahsi veya siyasi ikbal peşinde olmaları kurumların kurumsal kimliklerinin yok edilmesine gerekçe yapılmamalı, meslek kuruluşlarının tüzel kişilikleri ile yöneticileri birbirlerine karıştırılmamalıdır.
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği; “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözünü şiar edinmiş, barolara ve Türkiye Barolar Birliği’ne kayıtlı avukatların mensubu olduğu HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ adına kamuoyuna saygı ile duyururuz.
HUKUKİ MÜCADELE DERNEĞİ